‘1992-’95 yılları arasında süren savaş sırasında Saraybosna’nın yaşadığı kuşatma, Bosna tarihinde görülen ilk kuşatma değildi. Aksine Bosna Hersek ve Saraybosna, daha önce de kuşatılmış hatta başka imparatorlukların, yönetimlerin boyunduruğuna girmişti. Kuşatma zamanı havaalanının altından kazılan Butmir ve Dobrinja noktası tüneli, yaşanmış olan çok sayıda kuşatma ve başka yönetimlerin boyunduruğu altında saklı kalmış gibi görünen ülke ve şehrin sahip olduğu gücü gösteriyor.
Tünel 1993 yılında askerler ve bazı işçiler tarafından kısıtlı imkanlardan ötürü sadece kazma ve kürek kullanılarak kazıldı. Tamamlanması ise 4 ay 4 gün sürdü. Tünel şehre, günlük ihtiyaç olarak gereken yiyecek, ilaç, elektrik ve ısı tedariğini sağlamış, savaşa karşı savunma için de gelişmiş olmasa da askeri mühimmatları karşılamış oldu. Tünel insanların özgür bir ülke tahayyül etmesini sağladı ve onlara umut verdi. Tünelin dili olsa sadece askerlerin değil, tüneli kullanmış nice insanın da hikayesini anlatırdı.
Tünelin dili yok belki ama Umut Tüneli müzesi Saraybosna’daki liselerle gerçekleştirdiği bir proje ekseninde öğrencilerin o zamanlar tüneli kullanmış kişilerle temas kurmasını istedi ve her birinden edindikleri deneyime dair birkaç cümleyle bir yerleştirme sergisi oluşturdular. Tünel askeri bir ünite olduğu için müzeyi askeri ve militarist ögeler oluşturuyor fakat öğrencilerin topladığı deneyimler bu müzeye özgü kuratörlüğe dair farklı bir bakış açısı sunuyor.
Bu yerleştirme sergisine, projenin açılış metnini ve birkaç tanıklığı Türkçe’ye çevirerek ben de katkı sunmuş oldum. Bunun mutluluğuyla en çok dikkatimi çeken birkaç tanıklığı da sizlerle paylaşarak sizleri projeyle buluşturmak isterim.