“Türk müsün, iyi misin?”

beraberce Derneği’nin düzenlediği “Biz Bize Sohbetler”in ilkinde “Kimlik neden önemli?” sorusuna yanıt arandı.

10 Şubat günü Kadıköy’de beraberce Derneği toplantı salonunda Cafer Solgun‘un moderatörlüğünde yapılan sohbette Ayşe Öktem ve Şabo Boyacı katılımcıydı.

beraberce Derneği’nden Ayşe Öktem, Cafer Solgun tarafından organize edilecek bu toplantıları her ayın ikinci cumartesi günleri yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Cafer Solgun, kimliğin kişi için önemli hale gelmesinde, kimliğin yok sayılmasının önemi üzerinde durdu. Solgun, “Bu yaşa geldim maalesef hala kimlik meselelerini konuşuyoruz” derken bir gözlemini aktardı.

Cafer Solgun Diyarbakır, Dersim gibi Kürt yoğunluklu kentlerde Kürtlerin kendi kimliklerine saygılı Türkleri tanıtırken kendini çoğunluk hissetme duygusuyla “Türktür ama iyidir” dediğini, misafirperverlikte de sınır tanımadığını aktardı. Solgun ardından, “Türk müsün, iyi misin?” diye espriyle sözü Ayşe Öktem’e bıraktı.

Türklük kimliğinin kuruluşu üzerine konuşan ve aile kökenlerindeki çeşitliliği aktaran Ayşe Öktem, “Ben kendimi asıl Almanya’da Türk olarak tanıtmaya başladım, çünkü orada Türk olmak barbar olmak, kötü olmak anlamına geliyordu, Türkiye’ye döndükten sonra ise daha az Türk oldum” dedi. Öktem, Türklüğün milliyetçilerin elinden artık alınması gerektiğini savundu.

Geçtiğimiz hafta elektronik devlet üzerinden alt üst soy sorgulama hizmetinin açılması ve kısa sürede yoğun talep üzerine sistemin kitlenmesi de sohbetler esnasında gündeme geldi. Vatandaşların sisteme soy öğrenmek üzere girmesinin de aslında Türklüğün bir yapılandırılmış kimlik olduğuna işaret edip etmediği konusu tartışıldı.

Şabo Boyacı, Süryanilerin 5000 yıldır bu topraklarda olduğu halde en az bilinen kimlik olmasına işaret ederek devletin Süryanilere ibadethane ve okul açma izni vermediğinin altını çizdi. Cumhuriyet tarihi boyunca yeni bir kilise açamadıklarını anlatan Boyacı, kimi yerde “Fılle” kimi yerde “Gavur” denerek ötekileştirildiklerini, kendisi gibi Süryani toplumunun birçok üyesinin anadillerini konuşamadığını aktardı.

1915 tarihinin bugünkü Ermeni kimliğinin şekillenmesinde oynadığı rolün Süryaniler için de geçerli olduğunu ama 1915’ten bahsederken Süryanilerin unutulduğunu anımsattı. Boyacı, “100 sene önce yaşadıklarımızı 100 sene sonra tekrar yaşıyoruz” diyerek Suriye ve Irak’ta Süryani toplumunun yaşadığı güncel sorunlardan da örnekler verdi.

beraberceden duyurular, haberler ve etkinlikler için e-posta listemize katılın!